SİNEMA TV 2 Yayın Akışı

Film, en yakın arkadaşlarını İngiltere kırsalındaki cennet gibi evlerinde aileleriyle birlikte Noel yemeğine davet eden ebeveynler Nell ve Simon'u konu alıyor. Grup bir araya gelince sanki eski zamanlardaki gibi hissederler ama tüm bu kahkaha ve neşenin arkasında yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Dışarıdaki dünya yaklaşmakta olan kıyametle karşı karşıyadır ve hiçbir hediye ya da oyun, insanlığın yaklaşmakta olan yıkımını ortadan kaldıramaz.

Bir grup çocuk, masum bir oyun oynadıklarını zannederken kötücül bir iblisin dünyaya gelmesine neden olurlar. 19 yaşındaki Marcus'un bedenini ele geçiren şeytanın tek amacı ise oyun oynamaktır. Zararsız zannettiğimiz tüm oyunlar ölümcül bir şekilde sonuçlanırken, şeytanı durdurmanın tek bir yolu vardır: oyunu sonuna kadar oynamak.

İngiliz James More, Afrika'nın doğu kıyısında esir tutulmaktadır. Penceresi bile olmayan bir odada tutsak olan James, cihadçı askerlerin elindedir ve senaryo oldukça karamsardır. Aynı anlarda Grönland Denizi'nde binlerce mil uzakta bulunan Danielle Flinders ise benzer bir tehlikeye atılmıştır. Genç kadın okyanus tabanına bir denizaltı ile inmek üzeredir. Zorlu durumları sırasında ikisi de bir önceki yıldaki Noel'i düşünmektedir. Geçen yıl Noel zamanı ikili Fransa sahilindeki tesadüfi bir karşılaşma sonucu tanışarak bir araya gelmiş ve yoğun bir romantizm yaşamışlardır...

Güney Fransa'nın geniş arazilerinin küçük bir köyünde yaşayan 14 yaşındaki Jordan ve Pele can sıkıntılarını video oyun oynayarak geçirmeye çalışırlar. Ancak bir gün Jessica adını verdikleri konsolları bozulur. İkili, yeni bir oyun konsolu almak için bir fikir bulur: Jordan kanser hastasıymış gibi yapacak ve yurtdışında bir çevrimiçi fon oluşturacaktır. Dünyadan izole edilmiş ve gerçeklikten kopmuş olan iki genç, bu sanal yalanın kendilerine asla ulaşmayacağına inanmaktadır.

Hip-hop'ın dev ismi Dante Graham (Laz Alonso) b-boy (break dansçı erkek) geçmişi sayesinde milyar dolarlık bir iş kurmuştur. Şimdi, amacı Fransa Montpellier'de gerçekleşecek olan, hip-hop'ın bir numaralı efsanevi yarışması Battle of the Year'ı kazanabilecek bir Amerikan rüya takımı yaratarak ABD'nin bu danstaki üstünlüğünü yeniden kabul ettirmektir. Graham takımın koçluğuna eski dostu ve takım arkadaşı Jason Blake'i (Josh Holloway) getirir. Blake, yardımcı koçu Franklyn (Josh Peck) ve koreografı Stacy'nin (Caity Lotz) yardımıyla dik kafalı 13 bireyi tüm rakipleriyle mücadele edebilecek, disiplinli, uyumlu ve gösterişli bir takıma dönüştürmeye çabalar. Fakat yarışmaya haftalar kala, dansçılardan Rooster (Chris Brown) ile Do Knock (Jon Cruz) arasındaki çekişme takımı ikiye böler.

2. Dünya Savaşı sırasında Catrin Cole, İngiliz İstihbarat Bakanlığı tarafından işe alınır, işe sekreter olmak için başvurmuş olsa da, çok geçmeden asıl görevinin halka moral vermek için çekilecek filmlerin senaryosunu yazmak olduğunu anlar. Cole, Dunkirk çıkarmasına giden teknelerden birini kullandığı öne sürülen iki genç adamın umut veren hikayesini araştırmaya başlar.

Başrollerinde Lee Re , Jin Seo-yeon ve Chung Su-bin'in oynadığı film, annesini kaybeden ve sanat grubunun okul bodrumunda saklanan ancak katı sanat yönetmeni Seol-ah (Jin Seo-yeon) tarafından keşfedilen ve beklenmedik bir şekilde birlikte yaşamaya başlayan lise öğrencisi In-yeong'u (Lee Re) konu alıyor.

Wildcat, yazar Flannery O'Connor'ın hayatına odaklanıyor. Filmde, yazar Flannery O'Connor'ın ilk romanını yayınlamak için verdiği mücadele gözler önüne seriliyor.

Siyah Çay, düğün gününde 'hayır' dedikten sonra Çin'in Guangzhou kentinde yeni bir hayata başlamak üzere Fildişi Sahili'nden ayrılan genç bir kadın olan Aya'nın hikayesini konu ediyor. Çin ve Afrika kültürlerinin bir arada yaşadığı bu mahallede Aya, Cai'ye ait butik bir çay mağazasında işe başlar. Cai, arka odanın mahremiyetinde Aya'yı çay törenine davet etmeye karar verir. İlişkileri yavaş yavaş hassas bir aşka dönüştüğünde, çevrenin önyargılarını ve geçmişin çalkantılarını aşmak zorunda kalırlar.

Amerika Birleşik Devletleri'nin 19 eyaletin birlikten ayrılması sonrası çöküşün eşiğine gelmesini konu edinen filmde, iç savaş sırasında görev yapan bir grup gazetecinin hikâyesi anlatılıyor.

Amerikan futbolu oyuncularının oyun sırasında yaşadıkları beyin sarsıntılarının trajik boyutunu aktaran muhteşem bir dram. Pittsburgh'da yaşayan başarılı patolog Dr. Bennet Omalu, beyin sarsıntılarının futbolcuların yaşamlarını nasıl etkilediğini araştırıyor.

The Last Bus, karısının küllerini tanıştıkları yere götürmek için yolculuğa çıkan bir adamın hikayesini konu ediyor. Yaşlı bir adam olan Tom, karısının vefatının ardından onun küllerini tanıştıkları Land's End'e götürmeye karar verir. Karısının küllerini küçük bir bavulun içine koyan Tom, ücretsiz otobüs kartını kullanarak ülkeyi dolaşmaya başlar. Yol boyunca macerası tanıştığı ve yardım ettiği insanlar tarafından kaydedilir ve yolculuğunun sonunda farkında olmadan bir sosyal medya ünlüsü haline gelir.